2 Mart 2012 Cuma

NİLE TUZUN ELEŞTİRİSİ

“20. ve 21. yüzyıl İtalyan fotoğrafları kolleksiyonunuz da mevcut. Alıcılarınız kimler, kimlerle çalışıyorsunuz, dünyada fotoğraf kolleksiyonculuğu nasıl bir trend izliyor?

Çok sayıda uluslararası fotoğraf kolleksiyonerine ulaştık. Müşterilerimizin çoğu trendlere gore fotoğraf satın almıyor, karşılaştıkları görüntüye aşık olup alıyor.  Trendler pazarda oluşuyor ve gerçekten neyin değerli olduğuyla ilgili olmayabiliyor. Ben her zaman müşterilerime fotoğrafa baktıklarında ilk izlenimlerini dikkate almalarını söylerim. Eğer fotoğraf, olumlu ya da olumsuz bir duygu uyandırıyorsa, bu sanattır.

Türkiye’deki feodal kafalı fotoğraf alıcılarına ve satıcılarına bunu anlatamadım. Eskiden resimde öyleydi (belki hala öyle), ne galerici, ne de koleksiyoner, konusuyla ilgili bilgi sahibi. Şimdi internet var, onu bile kullanmıyorlar. Ben de fotoğraf koleksiyoncusuyum. Taramalarda öyle sürprizlerle karşılaştım ki çenem düştü.

Ancak, son tümceye katılamayacağım: Duygunun dışında, düşünce de var. Demek ki kapitalist koleksiyonler bile, henüz bilgi toplumu aşamasına gelememiş. Fotoğraf müthiş bir bilgi aracıdır. Tek bir fotoğraf üzerine onlarca sayfalık makale yazılabilir, yani o fotoğraftaki bilgi o kadar çok okunabilir olabilir.

“Neden resim değil de, fotoğraf?

Resim tarihi konusunda genel bilgi sahibiydim, ancak fotoğraf sanatı konusunda gerçekten birşey bilmiyordum. Fotoğrafın milenyumun yeni sanatı olduğunu, yaratıcılık ve işlem sürecinin çok heyecan verici olduğunu inkar etmemek gerekiyor.

Benim için yanıt biraz daha farklı:

Üniversite yıllarımda, hem pratik, hem de teorik olarak her 2 alanda da çalışma fırsatı buldum. (Dikkatinizi çekerim, 10 yıllık lisans eğitimim sırasında, okuduğum 2 dal da sanat tarihiyle ilgili değildi, biri mühendislikti, biri işletmecilikti.) Benim için ikisi tek sanat, çünkü resim deyince anlaşılan yağlıboya resim de, yalnızca teknolojik bir aşama, mozaik vardı, gravür vardı. Zihnimdeki karenin resmini % 1 olasılıkla yapabilirim, % 99 olasılıkla fotoğrafını çekebilirim. Ancak bu, resmin hala fotoğrafa karşı üstün olan yanları bulunduğu gerçeğini örtmüyor. Örnekse: Bosch’un resimlerinin fotoğrafını yaratamazsınız. Bruegel’inkileri ise, 1.000 kareden çok dikkatli kesilmiş, gayet yamuk yumuk parçaların, ‘photoshop’ ile uzun bir eşitlemesi ile yapabilirsiniz. 500 yıllık Avrupa klasik resim tarihi 200 yıllık dünya klasik fotoğraf tarihine hala üstün durumda: Onlar daha çok bilgisel kayıt içeriyor.

Yine de, herhangi bir önce gelir, diyemem. Yalnızca, resim yapamadığımı söyleyebilirim.


Alıntı çeviri: Hatice Kapudere.

(19 Mayıs 2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder