2 Mart 2012 Cuma

İSMAİL HAYKIR ELEŞTİRİSİ

İlkin, bu kadar çok sözle, bu denli az şey ifade edebilmeyi, politikacılar bile beceremedi, bu beni hayrete düşürdü.

Devamında:

“Soru : Fotograf kolay bir uğraşı mıdır ? Neden ?

Fotograf kolay bir uğraştır ! 15 günlük bir eğitimle diğer sanatları icra edemezken, 15 günde hiç fotograf bilmeyen yeteneği olmayan insanlara öğretilebilir ! Çok ilginç ‘Dünyada yetenek gerektirmeyen tek disiplin fotograftır’ diye bir ifade vardır.”

Büyük yanılgı. ‘İmagebank’lardaki doğa fotoğraflarının, profesyonel olarak, milyonlarca kare çekenlerce çekildiği halde, hiçbir güzelliğinin olmaması, hiçbir doğal anlam içermemesi, bu işin değil 15 günde, bir yaşam boyu bile öğrenilemeyecebileceğini gösteriyor. Usta denilenlerin, ne düzeyde olduklarını birer birer görüyoruz.

“Ben Ankara’da bir fotograf müzesi olmasını çok istiyorum. Bu Atatürk’ün şehrinde, Başkent’te olmalı diye düşünüyorum. Balıkesir’deki arkadaşlar ve İstanbul’ lu arkadaşlar bana kızacaklar ama bu fotograf müzesi Ankara’da olmalı ya da Ankara’ da da ayrıca bir fotograf müzesi bulunmalı.”

İsteyen istediği yerde fotoğraf müzesi açar, parası yeterse elbette. Ancak sırtını devlete dayayan, onun hegemonyasını da baştan kabullenir. Son zamanlarda sanat müzelerinde oldukça sık fotoğraf sergileri açılır oldu. İlla ki ayrı müze olacak, diye bir şey yok, öyle de sürebilir. Balıkesir’dekine yılda kaç kişi gidiyor, yani bir fotoğraf müzesi bir işe yarıyor mu? Koleksiyonlarının fotoğraf tarihi açısından değeri nedir? Basılı yayın yapabiliyorlar mı? Yanıtlar oldukça olumsuz. Türkiye’de bir fotoğraf müzesi kurmak isteyen kurumun veya kişinin milyonlarca dolar nakit para ve en az 10 kişilik bir ekiple 10 yıllık ön çalışma gerekir. Müzecilik lisansüstü eğitimim var, oradan biliyorum.

“Soru : Atölye önemli midir ? Neden ?

 Fotograf Atölyeleri önemlidir. Bence bütün fotograf kurum, dernek gruplarında atölyeler olmalıdır. Atölye sizi bir yerde ayrıştırıyor. Başkalarına benzemekten kurtarıyor.”

Tam tersi geçerlidir: Resim atölyelerinde olduğu üzere, hoca öğrencilere kendi standardını ve anlayışını dayatır, 50 tane kopya çıkar aynı atölyeden ve kurstan.

“Soru : Fotograf neden satın alınmaz Türkiye’ de ?

Türkiye’de fotograf imge olarak değerli ama obje olarak bir değeri yok.”

Yineleme: Türkiye’de onlarca fotoğraf koleksiyoneri var. Fiyat şişmesin diye kendilerini belli etmezler. 20 küsur yıllık efemeristim, oradan bilirim.

Soru : Bir dia gösterisi ya da dijital imaj gösterisine veya fotograf sergisine müzik ya da şiirin eşlik etmesi, ya da dans figürleriyle eşlik edilmesi sizce katkı verir mi ?

Bir dia gösterisi ve dijital projeksiyona müzik eşlik etmelidir. Hatta tanıdık bir müzisyen varsa ondan yardım da alınmalıdır.”

Bunun yapıldığını çok izledim. Fotoğrafların izleyenlerin gözünde olmayan anlamlar edindiğini de gördüm. Fotoğrafçı aynı zamanda kendi müzisyendir, fotoğraflarına kendi beste yapar, ayrı konu. Onun dışında, müzik fotoğrafa hep galebe çalıyor.

“... şimdi birileri “Türkiye Sanal Fotograf müzesi” kuruyormuş. ‘Sanal’ adı üzerinde ‘zahiri’, bir şey nasıl müze olacak?”

Hatanın neresinden başlayayım? Prokodin-Gorskii ilk renkli fotoğrafları, renkli cam ve renkli kart yokken, 3 ayrı filtreyle çekilmiş 3 siyahbeyaz negatifi üstüste ışıklayarak yarattı. (Bu deney, ondan önce 19. Yüzyıl’da 2 optik fizikçi tarafından ortaya konulmuştu.) Bu, birinci sanallık. Sanal müze olur. Neden olur? Çünkü herkes internete girebilir ama herkes New York’a, Paris’e, şuraya, buraya gidemez. Çok zengin olmadıkça, hepsine birden gidemez. O nedenle, sanat kitapları var. Şimdi de sanal müze var. YTÜ müzecileri konuyu epey yıl önce çalışmıştı. Bu ikinci sanallık. Tüm bunların dışında, fotoğrafın kendisi zahiri bir şey, dolayısıyla sanal bir şey. Ayrıca, dijital fotoğraf hepten sanal. Bu üçüncü sanallık. Kendisi de dijital makina kullanan birinin bunları söylemesi anlamsız.

 “Soru : Bir fotografa şiir yazılabilir mi ?

Fotografa şiir yazılabilir.”

Tümüyle katılıyorum. Şiir yazmaktan ve okumaktan hiç hoşlanmadığım halde, bazı fotoğraflarıma onları çekerken yazdığım kısa şiirler eklemişimdir.


(8 Mayıs 2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder